News -

Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloku seçimlerden büyük bir başarıyla çıktı

Amineh Kakabeveh işçilerin, emekçilerin saflarında dövüşen bir Kürt kadını. O sadece Kürtlerin, kadınların değil, baskı altında tutulan tüm halkların dostu. Onu Latin Amerikalıların, Tamillerin, Afrikalıların ve ezilen diğer halkların eylemlerinde görebilirsiniz.   Kakabaveh  1972 yılında Doğu Kürdistan’ın Sakız ilinde yoksul bir işçi ailesinin çocuğu olarak dünyaya gelir. 14 yaşında baskı, zulüm ve sömürüye isyan eder. Eline silahı alarak dağlara çıkar. 6 yıl dağlarda Komela saflarında gerilla olarak mücadele eden Kakabaveh daha sonra İsveç’e gelerek iltica talebinde bulunur. Sosyoloji eğitimini tamamladıktan sonra Sol Parti’nin saflarına katılır. 2008 yılından bu yana Sol Parti milletvekili olarak görev yapan Kakabaveh 12 Haziran tarihinde Türkiye’de yapılan seçimlere Sol Partiyi temsilen gözlemci olarak katıldı.

Kakabaveh Türkiye’deki son gelişmelerle ilgili sorularımızı yanıtladı.

Türkiye’de yapılan son seçimleri n sonuçlarını nasıl yorumluyor sunuz?

Ben daha önce de bir çok kez Türkiye ve Kürdistan’da bulundum. Son seçimlerde Türkiye’de Kürt halkı ve emekçilerin giderek daha fazla politize olduklarını gözlemledim.  Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloku seçimlerden büyük bir başarıyla çıktı. Ama Türkiye’nin nüfusu ve halk üzerindeki  baskılar ve anti-demokratik uygulamalar göz önüne alındığında Blok çok daha güçlü bir biçimde parlamentoda temsil edilebilirdi. Batıda yaşayan Kürtlerin bir bölümünün sola ve Bloka oy vermemesi bir çelişki. Ama bu sadece Türkiye’de değil dünyanın her yanında böyle. Ne yazık ki ezilen halklar ve emekçiler hala sağ ve burjuva partilere oy verebiliyorlar.

İşçi ve emekçileri temsil eden partiler, sosyalistler ve Kürtlerin ortak bir blok oluşturarak seçimlere katılmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sosyalistler ve Kürt halkının temsilcilerinin büyük tekellere, gericiliğe ve burjuva partilere karşı   ortak bir blok oluşturmaları çok sevindirici olduğu kadar tarihsel bir öneme sahip. Türkiye’de sol hareket güçlü olmasına karşın değişik parti ve gruplara bölünmüş durumda. Blok bu gruplardan bir bölümünü bir araya getirmeyi başardı. ÖDP de içinde yer alsaydı Blok daha da güçlenirdi. Bu birliktelik sayesinde başarılı olundu. Bu doğru ve ileriye doğru atılmıış bir adım. İyi bir başlangıç. Bunun daha da geliştirilmesi gerekir. İsveç’teki sosyalistler ve ilericilerin bundan ders çıkarmaları gerekir. İsveç’te onlarca sol ve sosyalist grup ve parti var. Bunların kapitalizme, emekçilerin haklarının gaspedilmesine karşı birlikte mücadele etmeleri gerekirken bir araya gelemiyor, bir blok oluşturmayı başaramıyorlar.

Seçimlerin adil ve eşit koşullarda yapıldığını düşünüyor musunuz?

Kapitalist ve feodal baskının olduğu koşullarda adil bir seçimden bahsedilemez. Bir kere % 10 barajı daha baştan halkın iradesinin parlamentoya yansımasına engel. YSK keyfi bir biçimde partilerin ve adayların seçime girmesini engelliyor. Seçimler sırasında güvenlik güçlerinin halkın üzerindeki baskısı arttı. Hopa’da muhalif bir gösterici öldürüldü. Tüm bu olanlar seçimlerin özgür ve adil bir biçimde yapılmadığını gösteriyor.

İstanbul’daki temaslarınız hakkında bilgi verirmisiniz?

Seçimlerden önce Sırrı Süreyya Önder, Sabahat Tuncer ve Levent Tüzel ile görüştüm. Zamanın kısıtlı olmasından ötürü ideolojik tartışmalara giremedik. Ama ben onların çizgilerini ve savundukları görüşleri biliyorum. Onların mecliste bulunmalarının işçilerin ve emekçilerin mücadelesine önemli katkılarda bulunacağına inanıyorum. Bunun sağlanması için iktidarda olmak gerekmez. Örgütlü ve güçlü bir muhalefet ülkenin demokratikleşmesine büyük katkılarda bulunabilir. Blok Kürt sorunun çözülmesi, işçilerin yaşam düzeylerinin ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi için önemli bir işlev üstlenebilir. Ben Blogun kadınlar üzerindeki baskı ve sömürüyü de parlamentoda gündeme getireceğine ve kadınların koşullarının iyileştirilmesine katkıda bulunacağına inanıyorum.

İki dönem parlamentoda görev bir milletvekili olarak Blokun milletvekillerine neleri önerirsiniz?

Ben Blokun milletvekillerinin bir dostu ve yoldaşı olarak hükümeti sıkı bir takibe almalarını öneririm. Partiler seçimlerden önce pek çok söz verirler ama tüm bunları hükümet olunca unuturlar. Her fırsatta verdikleri sözleri onlara hatırlatmak gerekir. Ondan daha önemli bir diğer şey de milletvekillerinin halkla, emekçilerle ve onların kitle örgütleri ile ilişkilerini geliştirerek sürdürmeleridir. Bu onların parlamentoda daha güçlü temsil edilmelerini birlikte getirecektir. Avrupa’da bulunan partilerle ilişkileri de önemsemek gerektiğini düşünüyorum. Onlara Türkiye’de olanları aktarmalarında ve ilişkileri geliştirmelerinde yarar var. Biz önümüzdeki aylarda Blok milletvekillerinden bazılarını İsveç parlamentosuna davet etmeyi planlıyoruz.

Hatip Dicle’nin milletvekilliğinin gaspedilmesi ile tutuklu milletvekillerinin serbest bırakılmamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hatip Dicle’nin milletvekili olmasının engellenmesi sistemin anti-demokratik niteliğini ortaya koyuyor. 77 bin kişinin oyunu almış Dicle’nin milletvekilliğinin iptal edilerek yerine onun yarısı kadar oy almış bir AKP’linin getirilmesi kabul edilemez. Seçilen milletvekilleri 2-3 yıldır tutuklu bulunuyorlar. Herşeyden önce insanların yıllarca tutuklu olmaları gayri insani bir uygulama. Halkın oy vererek parlamentoya gönderdiği tüm milletvekillerinin serbest bırakılmaları gerekiyor.

Bu konuda Sol Parti bir girişimde bulunacak mı?

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e bir mektup yollayarak sorunu çözmesi için harekete geçmesini isteyeceğiz. Sol ve sağ partilerden 9 milletvekilinin cezaevinde tutulması demokrasi için ciddi bir tehlikedir. Tutuklu milletvekillerinin görevlerini yapabilmeleri için derhal serbest bırakılmaları gerekiyor.

 

 

 

Topics

  • Politics