News -
İsveç Entegrasyon Bakanına Türkiyelilerden tepki
Hükümet binasını terkederek bir hafta çalışmalarını göçmenlerin yoğun olarak yaşadıkları Rinkeby semtinde sürdüren İsveç Entegrasyon Bakanı Erik Ullenhag göçmenlerin, özellikle de Türkiyelilerin yoğun tepkileri ile karşılaştı.
10 bine yakın Türkiye kökenlinin yaşadığı semtte yaşayanların neredeyse tamamını göçmenler oluşturuyor. Rinkeby İsveç’te işsizliğin en yüksek olduğu semtlerin başında yer alıyor. Son 6 yıldır iktidar ve belediye yönetiminde bulunan 4 sağ partinin oluşturduğu koalisyon hükümetinin ekonomi-politikasından en fazla göçmenler etkilendi. Rinkeby ve göçmenlerin yoğun yaşadıkları semtlerdeki postaneler, sağlık ocakları, sosyal sigorta kurumları ve bazı okullar kapatıldı. Özelleştirmelerden en fazla göçmenler zarar gördü. Onbinlerce göçmen işini kaybetti.
2006 yılında yapılan seçimler öncesi sağ partilerin oluşturduğu ittifak yeni iş alanları açacağı, göçmenlere iş bulacağı ve sosyal yardıma bağımlılığı sona erdireceği vaadleriyle işbaşına gelmişti. Bu vaadlerinden ötürü Rinkeby dahil olmak üzere göçmenlerin yaşadıkları yerlerden çok sayıda oy almayı başarmıştı.
Ancak Hükümetin vaadlerini tutmaması ve göçmenlere iş alanları açılmamasının yanı sıra onbinlercesinin daha işsizler ordusu saflarına katılması hükümete karşı tepkilerin artmasına yol açtı. Göçmenleri unutmadıklarını göstermek amacıyla bürosunu Rinkeby’e taşıyan Entegrasyon Bakanı Erik Ullenhag’ın tutumu göçmenleri yatıştırmaya yetmedi.
Semte yapılan değişik toplantılarda söz alan göçmenler Hükümetin politikasına sert eleştiriler yönelttiler. İhsan Kellecioğlu Hükümetin ırkçılığa ve yabancı düşmanlığına karşı mücadelede pasif kaldığını gibi İsveç’te tarih kitaplarının sömürgeci ve diğer halkları aşağı gören bir anlayışla hazırlandığını söyledi. Türkiyeliler Dayanışma ve Kültür Derneği Başkanı Murat Kuseyri Entegrasyon Bakanı Erik Ullenhag’a Hükümetin politikasının sosyal dışlanmayı artırdığını, 2005 yılında göçmenlerin % 22’si işsiz iken bu rakamın geçtiğimiz yıl % 35’e yükseldiğini söyledi. İssizlik ve hastalık sigortasında yapılan değişikler sonucu sosyal yardım kurumlarına başvurmak zorunda kalan 185 bin kişi içinde çok sayıda göçmenin bulunduğuna dikkat çekti. Kemer sıkma politikası ve özelleştirmelerden en fazla göçmenlerin zarar gördüğünü vurgulayarak özelleştirmelere son verilmesini istedi. Ullenhag ise iktidarları döneminde daha fazla göçmenin iş yaşamına kazanıldığını, özelleştirmelerin rekabeti ve hizmetlerin kalitesini artırdığını söylemesi karşısında “Sağlık sektöründe yaşanan skandalları herkes biliyor. Özel şirketler aşırı kar peşinde. Daha geçenlerde bir Türk kadını yaşlılar evinde açlıktan öldü.” diyerek cevaplandırdı.
Kuseyri Türkiyeliler Dayanışma ve Kültür Derneği, İsveç Alevi Federasyonu ve Türk Sanat ve Kültür Derneğinin taleplerini içeren listeyi bakana verdi. Talepler arasında özelleştirmelerin durdurulması, özelleştirilen eğitim, sağlık ve diğer şirketlerin yeniden devletleştirilmesi, kamu sektörüne yatırım yapılması, göçmenlere yönelik meslek okulları açılması, banliyölerde gençler için serbest zamanlarını değerlendirecekleri merkezlerin açılması, dışlanmaya ve ayrımcılığa karşı göçmen örgütleriyle birlikte bir eylem planı yapılması da yer alıyor.
Göçmenlerin yoğun olarak yaşadıkları Tensta semtinde yapılan toplantıda da bakan eleştirilerle karşılaştı. Türkiyeliler Dayanışma ve Kültür Derneği Üyesi Zeliha Dağlı 30 yıldır entegrasyonun sağlanması için toplantılar yapıldığı halde olumlu bir sonuç alınamadığını, gerçek bir entegrasyonun sağlanmasının yolunun tüm göçmen örgütlerinin kurumlarla eşgüdüm içinde çalışmalarından ve hazırlayacakları proğramın hayata geçirilmesinden geçtiğini söyledi. Belediyelerin semtte bulunan sağlık ocağı ve postaneyi kapatmasını eleştirdi.
Topics
- Social issues