News -

Madimak'in acisi giderek artiyor

Ali çağan İsveç’te yaşamını sürdüren bir halk ozanı. Bir dönem Halk Ozanları Kültür Derneği Sekreterliği ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği yönetim kurulu üyesi olan Ali Çağan on yıldan bu yana İsveç Alevi Federasyonu Genel Başkanlığı görevini yürütüyor.  Aynı zamanda bir şair ve besteci olan Çağan’ın bazı eserleri Musa Eroğlu ve Selda tarafından okunuyor. 2 Temmuz 1993 tarihinde gerçekleştirilen Sivas katliamında, Madımak otelinden sağ olarak çıkan Çağan konu ile ilgili sorularımızı yanıtladı.

Madımak katliamından bu yana bu konu ile ilgili yaşanan gelişmeleri nasıl yorumluyor sunuz?

Katliamın üzerinden geçen 18 yıllık süreçte yaşananlar bu katliamın kimler tarafından desteklendiğini gösteriyor. Bugüne kadar Türkiyeyi yönetenler, hiç bir bakan, başbakan ve cumhurbaşkanı bu katliamı açıkça kınamadı. Çünkü katliamı gerçekleştiren çevrelerin tabanlarından oy alıyorlar. Bu açıkça olmasa bile katliamın dolaylı olarak desteklenmesi anlamına gelir. Bu tutum ülkeyi yönetenlerin gerçek yüzlerini açığa çıkarıyor. Erdoğan seçimlerde meydanlarda Alevilere hakaretler ederek halktan oy istedi. “Alevilerin canları, malları, namusları size helaldir” diye fetva veren Yavuz Sultan Selim’in  Şehyül İslam’ı  Ebu Suud Efendiye övgüler düzdü. Böyle birinden Alevilerin, Kürtlerin ve diğer azınlıkların sorunlarını çözmesi, katliamları kınaması beklenemez.

Sıvas Valisinin bu yıl Madımak otelinin önünde gösteri yapılmasını yasaklamasını nasıl yorumluyorsunuz?

 Bu şekilde yapılan katliamı unutturmaya çalışıyorlar. Şimdiye kadar yaptıkları bütün katliamları unutturdular. Biz bir katliamı unuttuk ama arkasından bir yenisi geldi. Eğer biz Dersim’i, Koçgiri’yi unutmamış olsaydık arkasından yaşadığımız katliamlar gelmezdi. Maraş’ı unutmasaydık, Çorum ve Sıvas katliamları olmazdı. Halk kendi sorunlarını kendisi çözmeli, şehitlerine sahip çıkmalı ve  yapılan katliamları unutmamalıdır.

Madımak’ın Bilim ve Kültür Merkezi yapılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Madımak Kültür Merkezi değil Utanç Müzesi olmalıdır. Orada bir katliam yaşandı. Madımak’ta devletin denetiminde ülkemizin 33 değerli aydını ve sanatçısı yakılarak katledildi. Katliamın sorumluları o dönemde Cumhurbaşkanlığı, başbakanlık, bakanlık yapanlardır. Sıvas’ta valilik ve alay komutanlığı yapanlardır. Katliam onların gözleri önünde gerçekleştirilmiştir. Kültür Merkezine katliama katılırken yaşamını yitiren iki kişinin adını da yazdılar. Bu Madımak şehitleri ile ve onların aileleri ile alay etmektir. Onları aşağılamaktır. Başbakan Erdoğan ve AKP hükümeti iki katilin adlarını da Kültür Merkezine yazmakla katliamı aklıyor. Kendi tabanına mesaj veriyor.

Katliamdan kurtulanlardan biri olarak Madımak’ın yakılmasının yıldönümünde şu anki duygularınızı anlatır mısınız?

Madımak’ın üzerinden geçen her yıl benim acılarım azaltmak bir yana daha da artıyor. O kadar acı çekiyorum ki, Temmuz ayını yaşamımdan çıkarmak istiyorum. Ülkemizin 33 aydınlık yüzünü sevinç içinde katledenlerin attıkları naraları hala unutamıyorum. Ülkeyi yönetenlerin  bu insanları desteklemelerini anlamakta zorluk çekiyorum. Katliamı gerçekleştirenlerden bazıları evlenmişler, askere gitmişler ama devlet bunları yakalayamamış. Bizim federasyon Almanya’da kalan 7 katilin adreslerini tesbit ederek İçişleri Bakanlığına bildirdi ancak hükümet bunların Türkiye’ye iade edilmesi için girişimde bulunmadı.  Katliama katılanlardan sadece bazıları  yargılandı. Ancak onlar değil mağdur olan bizler mahkemelerde suçlu muamalesi gördük. Adeta siz neden ölmediniz demek istiyorlardı.  Polisler bizi itip kakarken katiller kahvede oturur gibi oturuyor,namaz kılıyor, hakimlere bozuk para ve çakmak fırlatıyorlardı. Şu anda bu katillerin avukatlarından 40 tanesi AKP üyesi. Bir kısmı milletvekilliği ve bakanlık yapıyor.

Hatip Dicle’nin milletvekilliğinin iptali ile Blokun tutuklu milletvekillerinin serbest bırakılmamalarını nasıl değerlendiriyor sunuz?

Hatip Dicle’ye düşüncelerini açıkladığı için ceza verilmiştir. Bu bahane edilerek milletvekilliği gaspedilemez. 78 bin kişinin oyunu alan Dicle halkın milletvekilidir. Barış, Demokrasi ve Özgürlük Bloğunun kazandığı zaferi AKP hazmedemiyor. Dicle ve tutuklu vekillerin derhal serbest bırakılmaları gerekir.

 Murat Kuseyri/Stockholm

 

 

 

 

Topics

  • Politics